Alevi İnancı İnsanı Hakkta, Hakkı insanda görmüştür. Duvara değil didar’a dar durmuş ve el almıştır. Bu yüzdende Dil, din, renk, etnik köken alevi inancında olmamış, Adem’e secde edilmiştir. Hakka giden yolda İnsanı inancının merkezine koymuş, yönünü insana dönmüş ve ‘’okunacak en büyük kitap insandır’’ dusturunu temel almıştır. Bu hak yolda Aleviler dört kıtabı ve gelmiş bütün peygamberleri hak bilmiş yanlızca insana değil cümle varlığa hak gözü ile bakmış , sevgiyi, barışı, dostluğu temel amaç seçmiştir. Bu güzelim inancın kendisine özgü kuralları, değerleri, kutsalları vardır. Hak-Muhammet-Ali, Ehli-Beyt ve oniki imamlar bu inançta temel unsurlardır. Bu inancın bugünlere gelmesinde ulu ozanlarımızın, ocaklarımızın, degâhlarımızın çok önemli katkıları olmuştur ve halende olmaktadır. Pir, talip, ikrar toplumu olan Alevilikte bunlar olmazsa olmazlarımızdır.
Bugün dört bir yandan kuşatma altına alınan Alevilik, sadece dışarıdan gelen tehditlerle mücadele etmiyor. Ayni anda hem dışarıdan hem de içeriden gelen tehditlere karşı hazır olmak durumundadır. Aleviler dışarıdan gelen saldırı, asimilasyon ve tehditlere karşı büyük bir tecrübeye sahiptirler, çünkü tarihleri boyunca sürekli bir biçimde ayni türden yok etmelerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu tehditlerin en tehlikelisi içerden gelen tehdittir. İç tehdit gizlidir, kamufle edilmiştir, sabırlı ve yavaş hareket etmektedir, sinsi bir hastalık gibi içten içe kemirip çöküşü hazırlamaktadır.
Yakın dönemlerde çeşitli isimler altında kurdurulan çakma Alevi dernekleri, Çeşitli kılıklar altında Alevilerin içinde barınan ancak sinsice Alevi değerlerine, kutsallarına kin kusan misyonerler, alevi kökenli veya Alevi olmadıkları halde Alevilik, Alevi inanç ve ritüelleri hakkında Alevi öz değerlerlerini itibarsızlaştıran, şu veya bu inançlara yamayarak ciltler dolusu yazarak kafa bulandıran, Aleviliğe, değerlerine ve kutsallarına özde düşman sözde Alevi seviciler, Devletin, Diyanetin, Şii kurum ve kuruluşların kasasından beslenenler ve Alevi kökenli işbirlikçiler en büyük tehdittir.
Bunlar Alevilerin birliğini, beraberliğini darmadağın etmeye yeminli olanlardır. Bunlar ‘’pirincin içindeki beyaz taşlar’’dır. Bu birliği dağıtmanın en iyi yolu Alevilerin birliğinin çimentosu olan Alevi inanç değerlerini, kültürünü dejenere edip Pir-Talip ve ikrar bağını ortadan kaldırıp ocak sistemini yıkmaktır. Ocak’lara ve ocakzadelere karşı bu cenahın açtığı savaş bu yüzdendir. Ama şu unutulmamalıdırki Ocaklar ve Seyidlik kurumu ortadan kaldırıldımı Alevilikte bitmiş olacaktır..
Yüzyıllardır egemen erk’in Aleviler üzerindeki zülmüne rağmen, Aleviler Pir’i ile Talibi ile kendi inançlarını bu günlere kadar getirmişlerdir. Son yüzyılda şehirleşme ile birlikte gelen kopukluk beraberinde asimilasyona da büyük bir ivme kazandırmıştır. Sınıfsal farklılaşmalar, Devlet kurumlarında çalışma, ortodoks mezhep ve tarikatların güdümünde olan kuruluşlarla olan ilişkiler, bu kuruluşlardan alınan ihaleler, paralar, olanak ve imkanlar bir anlamda kişileri bu kurumlara yakın kılmış hatta kendi inancından vazgeçirterek egemen inancın potasında eritmiştir. Dahası sırtını Devlet’e ve Diyanet’e, Şii’liğe dayayan Alevi kimlikli kişiler, elde ettikleri olanaklarla Aleviler içinde oluşturdukları Sözde Alevi kurum ve kuruluşları ile Alevileri kendi öz değerlerinden koparmak için büyük bir çalışma içine girmişlerdir.
AABF İnanç kurulu oynanan oyunların farkındadır.
AABF İnanç Kurulu gerek devletin (Diyanetin), İran şii geleneğinin aleviler üzerindeki sunnileştirme-şiileştirme ve yozlaştırma politikalarına karşı olduğu gibi, içeriden kimi kişi ve grupların kendi emelleri doğrultusunda, islam içi, islam dışı, Alisiz Alevilik, On İki İmam‘sız alevilik gibi mesnetsiz ve gayri ciddi sunni tartışmalar yaratarak, Aleviliği ve onun değerlerini özünden uzaklatıştırmaya çalışanlarında karşınındadır.
Ayrıca kendilerini, “ Cem vakfı, Alevi İslam Birliği, Rıza Şehri Erenleri, Alevi akademisi, İkrarın Özüne Dönüş, Devrimci aleviler Birliği ve TİKA ile işbirliği halinde olan kişi, oluşum ve kuruluşlarla AABF inanç kurulunun hiçbir kurumsal bağı ve ilişkisi yoktur. Şunu önemle belirtiyoruzki. Yukarıda bahsi geçen kuruluşlar AABF nin dışında kurulan kuruluşlardır. Bizler birleştirmeye çalışırken AABF nin çatısı altında AABF inanç kurulunun dışında kurumlarımız içinde kendilerine ‘’Pişmeden Pişirilmez yol erkân kurulu’’ ismi altında birliğe nifak ekenler var. Bu ayrıştırmada yer alanların niyetlerini ve gerisinde olanları çok iyi biliyoruz.
Hak-Muhammet-Ali inancını inkar temelinde ortaya çıkan, Alevi inancını başka dinlere, inançlara yamayarak, siyasi ve ideolojik amaçlarına basamak olarak kullananlara karşı AABF inanç kurulu olarak tavrımız çok nettir. AABF inanç kurulu Sunni, Şii, Vahabi misyonerlerine, Alevi inancına, değerlerine, kutsallarına hakaret eden, Cemevlerimize ve yöneticilerine ‘’Siyasal islamcı-ırkçı düzenin Alevi İşbirlikçileri’’ diyen sözüm ona Alevi kökenli haricilere ve her türden Asimilasyona karşı Hak-Muhammet-Ali yolunun savunucusudur.
Son dönemlerde kimi kişi ve kuruluşlarca sıkça dile getirilen ‘’Arap Ali, Ehli-Beyt ve oniki imam düşmanlığı, Evladı Reziller, Ruhbanlar, Mollalar, Pirlerin DNA testine tabii tutulması’’ gibi kavramlar Alevilerin birliğini dağıtmak için ortaya atılmış Harici-Vahabi söylemlerdir. İnanç kurulu olarak ocaklarımıza, dergahlarımıza, ulu Pir´lerimizin ve Mürşit´lerimizin süreği, yol ve erkânlarımıza olan hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. Örgütsel yapıya nifak tohumları eken, İnancımızın yol ve erkânına, tarihsel gerçekliğine tahammülsüz, Alevi Kutsallarına, değerlerine ve İnanç önderleri Pirlerimize fütürsuzca saldıran bu ikrarsız gürüh‘u çok iyi tanıyor niyetlerini çok iyi biliyoruz ve gerekli cevabı da her alanda vereceğiz.
AABK çatısı altında örgütlenmiş ve büyük bir saygınlığa ulaşmış, ayni zamanda bütün Dünya Alevilerinin de umudu haline gelmiş olan Avrupa Alevi hareketinin birlik ve beraberliğine yönelecek her türden hareket bütün Alevilere yönelmiş olarak kabul edilmeli, iri olunmalı, diri olunmalı, Birlik ve beraberlik dahada perçinleştirilmelidir.
AABF İnanç kurulu: Nerden gelirse gelsin: İnancımıza, inanç değerlerimize yönelik her türden itibarsızlaştırma ve asimilasyona karşı Şah-ı Merdan Ali’nin yolunun takipçisi olacaktır..
AABF İnanç kurulu, AABF nin bir parçasıdır. AABF programında ifadesini bulan Alevilik tanımının yegâne savunucusudur. AABF ye yönelen her saldırı ayni zamanda AABF inanç kurulunada yönelmiştir. İnanç Kurulu kuruluşundan bugüne kadar kurumun gelişip güçlenmesi, Kazanımlar elde etmesi ve daha büyük hedeflere yönelmesi için gereken ne ise onu yapmıştır. Bundan böylede bu Hak mücadelesinde Birlik ve beraberliğimiz için üzerine düşeni büyük bir özveri ile yapmaya devam edecektir.
Hak-Muhammet-Ali yardımcınız, Hızır kılavuzunuz olsun.
AABF İNANÇ KURULU Oberhausen ..13 Nisan 2019